Tüm bu eleştiriler gösteriyor ki ''bu toplumun riyakar,bencil,inkarcı,tabularla yaşayan,sinsi'' yaşadığını belirten yorumlarımın ne denli haklı ve doğru olduğunu adeta ispatlıyor.Beni haklı çıkardıkları için beni eleştirip,mail yağmuruna tutan,hatta abartıp ülkeden gitmemi isteyen zihniyetlere,kişiliklere,eziklere çoookkk teşekkürler..! Bu durum mücadeleme,doğru bildiklerimi söylemeye,inandıklarımdan taviz vermemeye ve daha büyük bir azimle yazmaya,söylemeye,uygulamaya itiyor,güç veriyor...
Dün gece ki;
Siz mi anormalsiniz,ben mi.!??
yazımda kendimden,kölelerimle yaşadıklarımdan pek bahsetmediğimi,bunu ön plana çıkarmayı sevmediğimi söylemiştimmm ancakk tüm bu gelişmeler beni bazı şeyleri yazmaya,söylemeye itiyor...Dia Zerva:Gerçek adı Julie Blair,Women's extreme wrestling organizasyonlarında şovlara çıkan,Bdsm filmlerinde aktris,özel hayatında da slave olan bir kadın.Bir kaç yıl önce yurt dışında bulunduğum dönemde 6 ay kölemdi...Hatta bağlı bulunduğu şirketle bazı Bdsm ve film projelerinde çalıştım (filmlerde oynamadım,kamera arkası işlerde bazı projelerde yer aldım.) Kendisi gerek özel hayatında bir slave gerekse pek çok bdsm filminde slave rolünde oynayan bir kadın.Bazı filmlerinde switch,bazılarında mistress rolünde,fakat özel hayatında gerçek bir slave...Yaklaşık 6-7 ay kadar Master-Slave ilişkimiz oldu.Sonra işlerimden dolayı ve yer değişikliğinden dolayı noktaladık ilişkiyi,hala arada haberleşir,konuşuruz...
Aria Giovanni:ABD'li çıplak model ve aktrist.Penthouse dergisinin (penthouse playboy dergisinin en büyük rakibidir) eylül 2000 sayısının kapak kızı.Fotoğraf modelliği yaptığı sırada çeşitli televizyon gösterilerinde de yer almıştır.İş yaşamında 20 pornografik yapımda oynamıştır.
Babası İtalyan-Yugoslav kökenliydi,annesiyse Fransız,Alman,İrlandalı ve yerli amerikan asıllarına sahipti.(bu kısımlar wikipedia'da onun hayatına dair kısımlardan alıntı az çok kim olduğunu anlamanız için.)Şimdi benimle ilgili olan kısmına geleceğim.
Bir buçuk yıl önce yurtdışında çalıştığım bir projede tanıştık.Edilgen,slave ruh yapısını keşfettim ve konuya girdim ufaktan.Bdsm hayatı yaşadığını,özel hayatında bir slave olduğunu söyledi.Laf lafı açtık derken yemek,görüşme,takılma ve sonrasında kölem oldu.Macaristan,İtalya,Fransa pek çok yeri geziyordu fotoğraf çekimleri,Bdsm çekimleri,modellik çekimleri için.Dokuz ay kadar Master-Slave ilişki yaşadık,en son Tayland'a çekim ve iş için gitti,gelecek hayatındaki projeler için sağlam bir iş aldı,benimde o dönemde başka işlerimden dolayı pek sağlıklı bir ilişki yürümeyeceğinden yollarımızı ayırdık.Hala görüşür,konuşuruz..
X kadın: Bu kişinin ismini diğer ikisi gibi vermeyeceğim,nedenini birazdan anlayacaksınız.Tanınan yabancı müzisyen bir kadın.Yine bir iş ortamında tanıştık.3 aydır Slave eğitimi veriyorum o'na...Tamamen sıfırdan başladı,şu an geldiği nokta keyif verici ve tatmin edici.Hızlı ve çabuk öğreniyor,onunla bir ilişkimiz yok sadece eğitiyorum ve öğretiyorum,bunun dışında iyi arkadaşız ve fırsat oldukça görüşüyoruz.
Bu üç kadını neden anlattım!?Neden bu örnekleri verdim,bu olayları neden aktardım!?
Çünkü bu ülkedeki iki yüzlü,sinsi,korkak insanların saçmalıkları,eleştirileri,saçma kişilerle,Bdsm yaşadıklarını zannetmeleri,üslubumu sert,farklı,abartı bulmaları komik ve can sıkıcı.Çünküüü sözde ''ahlak ve toplum kurallarını'' zedelediğimi,kadınları çıplaklığa,Bdsm'ye,teşhire,ahlaksızlığa,özgür cinselliğe ve seçim yapmaya teşvik ettiğimi söyleyip beni afaroz edenler,küfür edenler,ülkeden gitmemi isteyenler...Siz sinsi,korkak,riyakarlar sürüsü saçmalıklarla,sinsilikle,korkaklıkla,bitmeyen eleştiri ve yalnızlıklarınızla,hayallerinizle yaşarken dürüst ve net olmayı ''kelime oyunu zannederken'',gerçekliği yaşamak yerine sürrealist hayatlarınızda egolarınızı şişirirken,kendiniz her türlü pisliği,riyakarlağı yapıp başkalarını sürekli eleştirip ahlaksız,kötü olmakla suçlarken,kendi yitikliğinizi görmezden gelirken,3-5 ''komik,sıradan'' aksiyonu devasa,müthiş deneyimlermiş gibi sunarken ''ben'' hayal dahi edemediklerinizi yaşadım,yaşıyorum..Sizler emeklerken,öğrenmeye çalışırken beennn öğretiyordum...! Sizler ''vanilla,newbie,hayal ürünü'' tadında ilişkiler yaşarken ben herşeyi aşmış,çözmüş,kitlelere,dünyaya mal olmuş kişilerle,kadınlarla gerçekliği yaşıyordum...! Sizler bir kadını,köle adayını,köleyi ''nasıl düşürsem de becersem,kullansam,çıkar sağlasam'' diye düşünüp büklüm büklüm olurken ben kadınların yüzlerine gerçekliği söylüyor,konuşuyor,düşünüyor,yorumluyor yaşıyor ve yaşatıyordum...! Sizler ''kadın bedeni nedir,çıplaklık nasıldır'' diye ağzınız açık bakıyorken 17 yaşımda striptiz seyretmiş,18 yaşında ilk grup sexini yapmış yine 18 yaşında ilk Bdsm deneyimini yaşamış çıplaklığı,cinselliği aşalı yıllar olmuş ve sindirmiş halde yaşıyorum....Sizler tüm ''sinsiliklerinizle,korkularınızla,sahteliklerinizle'' yaşıyorkennn ben kendimi bilerek,ne olduğumu kabullenip,farkında olarak sizlerin hayal bile edemeyeceği mecralarda tecrübeler kazanıp,yaşayıp bu noktalara geldim..
Şimdiiiiiii ne dediğiniz,ne düşündüğünüz,ne yaşadığınız,ne olduğunuz beni zerre kadar ilgilendirmiyor...İlgilendirmeyecekte..Bana eleştirinin ötesinde olan afaroz etme,saldırma tarzındaki yaklaşımlarınız,beni anlamayışınız sizin ezikliğiniz.Bu tür yaklaşımlarınız beni doğru bildiklerimden,düşündüklerimden alıkoyamayacak.Sizler hayal ededurun,çocukça oyunlarla oyalanın,ben gerçekliğin tadını çıkarmakla meşgulüm...

Bir-iki saatlik bir sürede okumaya çalıştım blogtakileri. Ama yeterli(!) diye düşünüyorum bir şeylere yorum yapmak için. Bu yazıya özellikle yorum yapmak istedim; çünkü bundan 6 ay kadar önce tanıştım ben BDSM kavramıyla. Bir arkadaşımın alalacele bir mesaj atıp, "Seninle konuşmaya ihtiyacım var." demesi üzerine dinlemiştim, efendi-köle ilişkisini. Arkadaşımın mizacını bildiğim için anlattıklarını uzunca süre algılayamadım. O kırılgan insan nasıl böyle bir şeyden zevk duyar, dedim kendi kendime ve aynı zamanda arkadaşıma. Çocukluğunda tacize uğramıştı, hep kendisine şefkat gösteren adamlarda bulurdu kendini. Anlam veremiyordum. Fakat bir süre sonra iyi bir dinleyici olmak, karşındakinin anlattıklarını anlamaya yetiyor, bunu farkettim. Tereddütleri vardı, diğer arkadaşları öğrenirse ne diyeceği konusunda, hala aşamadığı toplumsal tabuları... Bunları mental ve fiziksel eğitimlerle aşamayacak kadar zayıf bir karakterdi aslında. Sonuç olarak ona sadece şunu söyleyebildim; iki insanın cinsel hayatı kimseyi ilgilendirmez. Biz Türkiye gibi cinsel açlık çeken bir toplumda yaşıyoruz. Bekaret yüzünden cinayetler işleniyor, çağ atlamak felan hikaye. Seninki oldukça uç bir durum bu nokta da, ancak kimseye açıklama yapmak zorunda değilsin, hayat senin. Bu ülkede hergün sistem, iktidar beyinlerimizi ve onurumuzu becerirken, düzülmedik insan haysiyetine dair tek bir yerimiz kalmamışken; senin yaşadığın ilişki gayet masumane kalıyor gözümde, diye eklemiştim. Asıl güldüğüm kısma gelirsem, madem bu bloga girip yazılanları okuyorsunuz, mail atıp, yorum yaparken nasıl bu kadar acımasız olabiliyorsunuz diye sorarım(!?) Ahlaki açıdan erezyona bunlarla mı uğruyoruz. Bir kadın olarak konuşuyorum, okuduklarım "aa gidip köle olayım, dekolte giyeyim, kendimi teşhir edeyim..." gibi bir algı oluşturmadı. Oluşturan varsa da bu onun algılarıyla alakalı bir sorundur. Bloglarda, sosyal paylaşım sitelerinde ahlak bekçiliği yapan insanları biliyoruz, uzun uzun paylaşımlar ve yorumlar. Ehl-i müslüman vatandaşlarımız, daha dünki çocuğu taciz ederken çok mu ahlaklı(?!) da burada BDSM felsefesini okuyunca olayın ethik boyutu sizi rahatsız etti. Birgün, tesettürlü bir arkadaşım; "Sen böyle açık saçık giyiniyorsun ya(!) seni taciz etmiyorlar mı?" diye sormuştu. Ardından da; "Peki seni bu yüzden taciz etse biri ya da tecavüz etse, sen mi(?!) karşında ki adam mı(!?) suçludur." diyerek son vurgunu yaptığına inanıyordu. Hiçbir şey söyleyemeden bir süre duraksadım, hem olayın şoku, hem de bu şekil düşünen bir insana neyin cevabını verebilirsin ki sığlıyla öyle yutkunup bekledim. Neyse ki başka bir arkadaşım yardımıma yetişti ve artık üstüne yüzlerce sosyolojik, psikolojik, bilimsel açıklama yapmama gerek yoktu. "Sen kapalı değil misin S., geçen gün niye tacize uğradın o zaman?" Bu cevap onu susturmaya yetti. Bu bir kıstas değilmiş demek ki! Anlatılanlar gerçek olsun olmasın, umrumda olan kısım bu değil. Siz bunlardan etkilenecek kadar zayıf karakterli insanlar mısınız? Hergün medyanın bilumum türünde, o pembe dizilerde, evlilik programlarında, sabah kuşağında çocuğum ortadan kayboldu diye ekran karşısında ağlayan tiplerden ve onların toplumun bilincine nüfuz ettirdiği dejenerasyondan daha tehlikeli değil bu blog ve burada yazılanlar! Emin olun. Sizin varsa çocuğunuz, eşiniz dostunuz... onları uzak tutmanız gereken yer belli. Kimin eli, kimin cebinde belli değil, aman mazallah, sonra komşunun evli kocasıyla kaçar 13 yaşındaki kız ya da yenge kuzenle gider yatar matar belli mi olur...! Ya da kızınız lisedeki ya da üniversitede ki diğer bir kız arkadaşına aşık olmuştur istemeden. Tüylerimiz diken diken olur, homofobik bir toplumuz biz, 6 yaşındaki erkek çocuğa tecavüz edebilecek kadar hem de. Siz doğru düşünen, her şeye muktedir olan insanlar...içimiz fesat bizim, sapkınız ne de olsa... İnsanların kendi istek, bilinç ve rızalarıyla oluşan bir mantık bu korkmayın! Sizi tehdit eden bir şey yok ortada. Sorun algılar, ben sadece bunu iddia eder ve buna inanırım.
YanıtlaSilGüzel konulara değinilmiş,mantıklı realist yaklaşımlar,biraz da hissel.Fakat bu gerçekleri değiştirmiyor,bu açıdan yorumda belirtilenlerin farkındayım,ama farkındalık bu ülkede zaten başlı başına bir meselee.Bu destek ve anlayış için ayrıca teşekkür ederim,keyif aldım bundan.Verilen örneklerde de olduğu gibi asıl çarpık,deli,sahtekar kim!? 5-10 yaşında çocukları taciz edenler mi,kapalı olup,giyinip başkalarını eleştirip,içlerinde her türlü sapkınlığı barındırıp yaşayan ama kendini masum görenler mi.!! Erasmus'un deliliğe övgü kitabı tam da bu konulara uygun düşüyor.Asıl delilik ne!Dürüstlük,netlik bu ülkede bir erdem değil aptallık olarak algılanıyor ve yansıtılıyor üstüne bir de toplum,sosyal şevre baskısı,mahalle baskısı eklenince herkes dürüst,net olmak yerine dolambaçlı yolları,sinsiliği seçiyor.Herkes kendine bir maske takıp dışarıda şirin,içinde ise canavarlarla dolu iki yüzlü bir hayat yaşıyor.Bu anlamda pek çok şey değişmeyecektir belki lakin toplumu değiştiremesem de en azından değiştirebilecek olanlara ön ayak olabileceğimi bir nezbe ışık tutabileceğimi düşünüyorum. 70 milyon insandan 7 kişiye bile faydam olursa sevinirim.
YanıtlaSilAyrıca üşenmeyip bu kadar uzun,derli toplu,mantıklı,güzel bir yorum için de ayrıca teşekkürler...
Söylemek istediklerim anlaşılmışsa ne mutlu bana. Çünkü ben insanların, dipnotlar düşürerek açıklama yapmak zorunda bırakılmasından, son derece rahatsızım. Bu hep karşılaştığım bir durum maalesef. İki cümleyle anlattığım bir mevzuyu, daha sonra koca bir metin halinde anlatmak zorunda kalmak ya da reel hayatta incir çekirdeğini doldurmayacak meseleler yüzünden “şunu şunu demek istedim, mevzu budur” diye çıldırma noktasını bulduğum anlar. O nedenle sanırım, bu kadar uzun bir açıklama yapma gereği duydum. Sapkınlık noktasında pedofili dışında var olan; zoofili, nekrofililere değinmedim zira. Bunlarla ilgili de akıl almaz, midemin dayanmayacağı şeyler duyuyorum. Fakat Hobbes’a ait sözün hem orjinal hali, hem de güncel ve coverlanmış hali “Kadın kadının kurdudur!”tespiti, bunu da değiştiremiyoruz. Engeller insanların beyinlerinde ve onu bir başkası yıkamaz, kendisi istemediği sürece. Bu, şu meşhur Papaz’ın Dünya’yı değiştirmek için yola çıkması, sonunda kendinden başka değiştirecek kimsenin olmadığının farkına varması gibi. Bir süre sonra, -maalesef- madem çevremi değiştiremiyorum, en azından o da beni değiştirmesin bildiğim gibi yaşayabileyim diyecek kadar tok gözlü(!) hale getiriliyoruz. Sürekli yaftalanacağınız şeylere karşı sabır diliyorum, yolunuz açık olsun...
YanıtlaSilUzun yazmak ya da kısa yazmak net,anlaşılır,direkt olmak önemli.Öte yandan zoofili,nekrofili ya da diğer bazı şeyler,bunlar komplike durumlar o konular ayrı bir boyut.Dünyada var olan farklı fetiş türleri,farklı ve garip şeylerden zevk alan insanlar var.Yıldırımdan,yağmurdan,hatta yangın fetişleri var.Yani fetişizm ya da duruma göre bazı sapkınlıklar bilinçaltı ile alakalı konular ve derin konular..Bir ara fetişizm ile ilgili de birşeyler yazacağım.
YanıtlaSilSabırlıyımdır yaftalara da alışığım,sadece bazen can sıkıcı boyuta ulaşıyor ve tahammül edilemez oluyor,fakat yaftalar umurumda değil,hiçbir zaman olmadı da.Yaftalara ya da insanların tabuları,ayıplarına göre yaşasaydım ben,ben olamazdım.İnsan olarak bazı şeyler elimizde olmayabilir ama elimizde olan şeyler içinde hazırcı olmak,nasılsa olmaz demek,korkarak sinmek anlamsız geliyor.Herkesin ruh yapısı,gücü,mantığı farklıdır herkes aynı olamaz.Su yolunu buluyor bir şekilde.Teşekkürler emek ve katkılar için.